Fergül Çırpan, fergulc@gmail.com
İçten içe çekiniyorsunuz… biliyorum. Pis diyorsunuz ve kötü kokuyormuş sokakları. Kalabalıkmış çok ve insanlar çok fazla ve çok pislermiş. Sokaklarda yemekler. Dolu dolu baharatlarla dolu garip garip yemekler. Fareler diyorsunuz… onlar bile saygı görüyormuş. Evcil hayvan olarak besliyorlarmış onları. Odalar dolusu fareler var diyorsunuz. Süt içiyorlarmış kaselerden.
Çok korkuyorsunuz. Ödünüz kopuyor. Biliyorum.
İnsanların daha sınırlı imkanlara sahip olmaları daha az insan olmaları anlamına hiç gelmiyor. Canlılara saygı duymak zaten boynunuzun borcu. Bu canlının bir fare olması o Hintlinin gündeminde değil. Kusura hiç bakmayın.
Eskiler derler ki, Hindistan bir ülke filan değildir, kıtadır. Bence Hindistan başka bir evrendir. Adeta keşfedilmesi gereken yeni bir gezegen gibidir. Sağlık veya güvenlik nedenleri ile bu topraklara hiç gelmeyecek insanların bu ülkenin titreşimini hiç tanıyamayacak olmaları üzücü. Bu tür bir yaşam stili başka bir yerde yok.
300 milyon tanrısı olan bir dinleri var. Daha ne olsun!
Garip bir memleket.. Süslü ve rüküş. Renk cümbüşü. Her şey olabildiğince yavaş ilerliyor. Sanki zaman yokmuş gibi veya zaman varsa bile kimse kölesi değil. Astronomik bir yavaşlığı var hayatın burada. Tarihin nefes alarak yaşadığı birkaç ülkeden biri.
Ya seversin ya da nefret edersin dediler. Çok sevdim.
Batılı bir insanın kesinlikle anlayamayacağı bir kaos düzeni hakim Hindistan’da. Kaosun içerisinde düzen olur mu demeyin.. Bal gibi de oluyor. Herkes inanılmaz sakin. Her şey olacağına varıyor.
Gazetelerindeki üçüncü sayfa haberleri hiç iç açıcı değil. Kazalar ve ölümler ile dolu bu haberler. Ama yine de bu ülke hakkında yapılan genellemeler çoğunlukla yanlış. Çok büyük bir alana yayılan bir ülke olduğundan bir yeri diğer yerine benzemez. Bu anlamda Amerika gibidir aslında. Güneyi ayrı, kuzeyi ayrı bir maceradır. Değişik kuşlar uçar gökyüzünde. Puslu havası onu özgün kılan şeylerden biridir. 1652 farklı dil konuşulur ve doğusundaki adam batısındaki adamı anlamakta güçlük çeker. İşte böyle garip ve böylesine inanılmaz bir ülkedir Hindistan.
Korna sesleri kulaklarınızı tırmalar. Hindistan’da şoförler yönlerini bulmak için korna çalarlar ve yankısının varış süresinden tahminle mesafeleri ölçerler…
Bayılırlar bebekleri süslemeye. Altın takarlar her yerlerine ve gözlerine sürme çekerler. Kötü güçlerin uzak tutulacağı inancı vardır bütün bunlar yapıldığında. Turuncu rengine bayılırlar. Kocaman hızmalar takar kadınları ve göbekleri açık dolaşırlar.
Hindistan Buda’nın ülkesidir. Siddharta o ağacın altına oturup ermişlik mertebesine ulaşmasaydı Hindistan bugün olduğu kadar dünyevi mevzulardan uzak bir memleket olmayacaktı.
Yoksulluk ve ihtişam el ele dolaşır. Karmaşa ve sadelik yan yana durur. Felsefenin doğduğu topraklardır burası. İnsanlık adına çok şey anlatır. Tezatlarla doludur bir yandan. Şaşırtır. 100 milyondan fazla insanın doğumundan ölümüne kadar sokaklarda yaşadığı bir ülkedir Hindistan.
Size açık havada masaj yapmayı teklif eden birisiyle konuşurken yanınıza gelen bir başkası kulağınızı temizlemeyi önerebilir… İlginç meslekler diyarıdır. Dört adamın başka bir adamı omuzlarında taşıdığına bile şahit oldum. İnanılmaz bir yerdir.
Herkes yoga ustası gibidir. Saatlerce nasıl olduğuna inanamayacağınız şekillerde durabilirler.
Mizahi anlamda bünyesinde çok şey barındırır. Trigonometri, cebir ve satrancın doğduğu topraklardır… Cin-toniğin, kınanın, paşminanın anavatanıdır.
Kimsenin sigara içmediği, trafikte bile kimsenin kavga etmediği, dilencilerin bile yüzünün güldüğü bir çılgın memlekettir. Her sokak başında bir inek, her dam tepesinde bir maymun göreceğiniz bir yerdir.
Gariplikler yakanızı bırakmaz. Mesela Rickshaw denilen üç tekerlekli zımbırtı sadece ileriye doğru gidebilmektedir. Geriye gitmesi gerektiğinde sevgili şoförünüz araçtan inecek ve o cılız vücuduyla sizin de içinde bulunduğunuz aracı geriye doğru çekecektir. Bu ve bunun gibi olaylar gündelik akışın bir parçasıdır. Kimse şaşırmaz ve alınmaz olanlara. Olmuş olan olacaktır çünkü ve akış devam edecektir.
Zıtlıklar ülkesidir. Epiktir. Burada çöpler bir dekor ve pazarlık yapmak bir hobidir.
Renkler coşmuş, zaman durmuş, kokular havada asılı kalmıştır. Planların ve kuralların anlamsızlığını yüzünüze vururken insanların yaşadığı sefalet ile kalbinizi burkar.
Muson yağmurlarını atlatacak bir rota çizip kuzeyden güneye giderek bir sene hiç yağmura yakalanmadan gezebilirsiniz bu muhteşem coğrafyayı.
Hindistan sizi size yeniden anlatır. Siz yeter ki dinlemeyi bilin ve onu olduğu gibi kabul edin. Mutasyona uğramış bir ineğin neden kutsal kabul edildiğini merak edin ve dünyanın en büyük dinsel buluşmasına ev sahipliği yapan bu mistik yeri gidilecek yerler listenize ekleyin.