Bahar Dölen Eşin, bahar.esin@yahoo.com
Bugüne kadar çeşitli kreş hikayelerine tanıklık etmişliğim vardır. Genelde de hep aynı girizgahla başlanır bu konu anlatılmaya: Huzura ve rahata kavuşmana sayılı adımlar kaldı… Kendimi, bu söylemin gerçekliğine o kadar hazırlamışım ki, kreşin ilk günü ayaklarım adeta hayallerin sarhoşluğundan yerden kesilmişti, günün sonunda ise bir anda patlayan balonun parçacıklarının etrafa umarsızca saçılışına tanıklık ettim.
Kızım doğalı on altı ay oldu. Bu on altı aya ne gözyaşları, ne isyan feryadları, ne gülücükler sığdırdık en candanından… Zor zamanlar oldu elbet, annesiz ve babasız bir ortamda, yabancı bir ülkede, yeni doğmuş bir bebekle, onun dilinden, onun gönlünden konuşmaya çalışmak. Çoğu zamanlar iletişimsizliğimizin kurbanı olduk, aynı dili konuşamamaktan. Birbirimizi tanımaya ve birbirimize alışmaya çalıştığımız bu dönemde, bir anda en iyi sırdaşlar oluverdik karşılıklı. Her ne kadar insanın gözünde çocuğu büyümese de, ben gördüm ki aslında bebekler de büyüyüveriyorlar. Bir gün geliyor anlıyorsunuz ki, aslında o küçük bebek, sadece sizin sunduklarınızla aslında arzuladığı sevinç noktasına ulaşamıyor. Şu bir gerçek ki, iki yaşına kadar tek başına kendini oyalayan ve oyun oynayan; kendini hayal aleminin derinliklerine bırakan küçük melekler, iki yaşlarına yaklaştıkları dönem itibariyle, etrafında başka yaşıtlar görmek, onlarla paylaşma duygusunu tatmak istiyor. İşte bu vesile ile, biz de miniğimizi kreşe yazdırdık ve ona, arzu ettiği eğlencenin kapısını aralamanın verdiği mutlulukla, onun mutluluğunun üstüne kendi mutluluğumuzu kattık, ne de olsa onun için iyi bir şey yaptığımızı düşünüyorduk. Ona, daha minicikken, birey olmanın kapılarını aralıyorduk. Kreşin ilk gününü sabırsızlıkla çektik.
Meğer “kreşte ilk gün” denen bir şey varmış, aslında anneler arasında pek de dile getirilmeyen ya da dile getirilmek istenmeyen… Sebebini ise, durumun üzücülüğünden ziyade, sarsıcılığına bağlıyorum. Anne olarak, çifte sarsıntı yaşayıp, çifte kavruluyor insan. Önce kendi içi, sonra çoçuğu adına yine kendi içi. Bugün bu duyguyu tatmış oldum, hem de en katışıksız haliyle.
Sabah saatlerinde beş anne ve çocukları ile ilk tanışma gerçekleşti. Herkeste yüzler gülüyor. Anneler sosyalleşmenin şevkiyle mutlu gülücükler saçıp duruyor. Ta ki, öğretmenlerden, annelerin daha geri planda kalması rica edilene kadar. Elbet her çocuk, annesi yanından azıcık uzaklaştığında farklı tepki veriyor. Ama bir tepki var ki içlerinde, işte o benim için en üzücü olanı oldu bugün. Hiç ses çıkartmadan, içli içli ağlamak nedir gözleri kapalı, bilir misiniz? İşte bugün gördüğüm bu sahne karşısında, gerçekten canım acıdı. O içli ağlayanın kendi çocuğum olduğunu gördüğüm ve olayın gerçekliğinin farkına vardığım o saniye var ya, işte o an canım iki kat acıdı. Meğer kreşe alışması gerekenler, sadece bebekler ya da çocuklar değilmiş. Bunu anladım. Kreş yöneticileri hep der ki: “Her çocuğun kreşe alışma süreci farklıdır.” Meğer bu bilgi ne kadar da eksik bir bilgi imiş, bunu gördüm. Her bebek ya da çocuk kadar, her annenin de kreşe alışma süreci varmış, bugüne kadar bana hiç dile getirilmemiş olan…
Evet, bugün ilk kreş günümüzdü, günlerdir endişeyle geri saydığım. Kreş kararını aldığım o gün ne kadar mutlu idiysem, kreşin başlamasına son on gün kala da, o ilk verdiğim kararı tekrar tekrar beyin süzgecimden geçirip gitgide mutsuz oldum durdum. Ve sonunda, kaçamayacağım o gün geldi çattı. Akabinde şunu gördüm: Sadece çocuklar değil, daha önce görmedikleri simalara ve oyuncaklara alışması gerekenler. Aynı zamanda annelerin de etraftaki tüm bilinmeyenleri keşfetmesi gerekiyor. Hele ki bir de, yabancı bir ülkede yabancı standartlarla karşı karşıya iseniz, klasik Türk mantalitesine çok uzaklardan el sallıyorsunuz.
Bugün kafam çok karışık, bugün hislerim çok karışık… Bugün gönül gözüm, yaşadıklarımın şaşkınlığı ile bir parça sarsık. Yarın yeni bir gün, herşeyin daha kolay geçeceğini ümit ettiğim. Geçmese de sorun değil, ben bu sürecin zorluğunu daha şimdiden kabul ettim. Evet, huzura ve rahata kavuşmamıza sayılı adımlar kaldı ve ben belki de ilk defa, kreş dönüşü kızımla beraber başbaşa evde olmaktan bu kadar huzur aldım.