Evrilmeden devam ediniz lütfen

Ahmet Aral, aralahmt@gmail.com

Nasıl da konsantre olmuştuk oysa ki hep birlikte. 2016’yı arkasına bir damla su dökmeden yollayacak ve 2017’ye umutla uyanacaktık. Devamını biliyorsunuz zaten… 2014’ten bu yana “umut bu topraklardan gitmiş” yazıyorum her kalemi elime alışımda hâlbuki. Neyse, çok uzatmayalım yine de ümitsizliği. Kanıksama, adapte olma, evrilme yeteneğimiz sayesinde ölmediysek devam ediyoruz bir şekilde.

Gündemimiz o kadar yoğun ki, gelişmeleri nereden takip etsek, hangisine reaksiyon göstersek, kim ne demiş şöyle bir bakalım desek saatlerimiz geçiyor. Yanlış anlaşılmasın, burada sadece kendi gündemimizi kastediyorum. Meteorda maden arayanları, tüm ülkenin enerjisini rüzgârla üretenleri, Konya’dan sadece 3 bin km2 büyük olan ama 94 milyar Euro tarım ihracatı (bizde 17 milyar Euro) yapanları incelemeyi ve tartışmayı saymıyorum. Diyelim ki hazıra konalım dedik ve açtık haber kanallarını. Son denememde karşılaştığım haber şöyle oldu: spiker Amerika’daki başkanlık devri törenlerine bağlandı, birkaç cümle kurdu ve şunları söyledi. “Fırat kalkanı harekâtında beş asker daha şehit oldu. Evet, dönelim Amerika’ya, eski başkan yeni başkanı mavi kravatıyla karşılıyor”. Ne yapsaydı ki? Anlıyorum. Siz de haklısınız. Ama keşke bu kadar evrilmeseydik diyesim geliyor. Doğru ya, belki de bu kötü deneyimler yüzünden yasaklıyorlar artık. Öğrenmeye, soru sormaya ve hayatın köklerini araştırmaya meraklı çocuklar yetişmesin diye birtakım konuları son yayınlanan milli eğitim müfredatından çıkardılar; henüz taslak, ne olacak hep birlikte göreceğiz. Böyle demişken, Milli Eğitim Bakanlığının iş gücünü bilmiyorum ama onca insan neyle meşgul çok merak ettim. Nelere kafa yoruyorlar diye sizin için araştırdım, üzerinde çok çalışılmış olmalı, bakın ne buldum: 28 Ekim 2016 Cuma günü Resmi Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik Madde 8’de diyor ki “h) 8 inci sınıfı tamamlayan ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nca hafızlık belgesi verilen ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrenciler tercihleri de dikkate alınarak hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerine komisyonca dengeli bir şekilde yerleştirilir.” Türkçesi, okula gitmene gerek yok çocuğum, hatta sınava da girme, biz hallederiz.

Konudan sana ne diyecek olursanız oraya geleyim. Ben bir moleküler biyoloji ve genetik mezunuyum, yükselttim de devamında. Bu alanda neler yapıldığını, yapılabildiğini ve sınırlarının olmadığını kulaktan dolma bilgilerle bile olsa biliyor, tasavvur edebiliyorsunuz. Ömrünü adayıp çalışıyorsun, bir molekül seni Aziz Sancar yapıyor. Birkaç Hollandalı Aziz Sancar bir araya geliyor, yılda 90 milyar Euro tarım ihracatı yapan bir ekosistem kuruyor. Evrim şöyle önemli, böyle kritik gibi tartışmalara sürüklemek değil amacım burada sizi. Etrafımızda olup bitenlere, yediğimize, içtiğimize, maruz kaldığımız radyasyona, iklim değişikliklerine ve daha milyarlarca dış ve iç değişkene rağmen nasıl hayatta kalıp devam edebildiğimizi biraz sorgulatmak istiyorum. Bu soruları soracak genç beyinlerin önümüzdeki yıllarda nelerle meşgul edileceğini göstere göstere manipüle eden bu girişimlere şahit oluyoruz ve hiç iyi bir yöne doğru evrilmiyoruz. Konunun kendisi bir gün yanlışlanabilir. Ancak hala sorulması gereken doğru soruları bekliyor ve cevaplar bulundukça da coğrafyalar, ülkeler, milletler arasındaki mesafeler açılıyor. Ne kadar daha direneceğiz bu duruma. Ne kadar daha reddedeceğiz yanı başımızda ilerleyen çağı. Ne kadar daha duymayacağız içimizdeki bilim insanlarını, neden izliyoruz pes ederek gidişlerini ve gittikleri yerlerde dünyanın sayılı bilim insanlarından oluşlarını.

Bana sorarsanız birçok gemi kaçırıldı bu ülke için çoktan. Elimizdekilere sahip çıkmak ve en azından yerimizde sayabilmek için bir uyanışa ihtiyacımız var. Bekliyorum, sabırla. Umutla değil ama, çünkü Nietzsche’nin dediği gibi umut sadece eziyetin süresini artırıyor.

Yorum bırakın