Aylin Yardımcı, aylinyrd@gmail.com
“İki oduna bir koyun verir misin?” veya “Taş satıyorum ilgilenen var mı?” gibi hiçbir bağlam içermeyen bu iki soru ilk okunduğunda pek bir anlam ifade etmeyebilir, fakat masaüstü oyunlarıyla haşır neşir olanlar eminim neden bahsettiğimi çoktan anladı. Bu cümleler, masaüstü oyunları arasında en popüler “başlangıç oyunu” olarak kabul edilen Settlers of Catan adlı oyunda yol, yerleşim yeri ve şehir inşa ederek en hızlı şekilde 10 puana ulaşmaya çalışan oyuncuların arasında dönen çetin ticari pazarlıklarının artık klişeleşmiş cümlelerinden birer örnek.
Masa üzerinde oynanan kutu oyunu denince dünyanın birçok yerinde hala ilk akla gelen isim Monopoly olsa da, gerek oyuna arka plan oluşturan konseptler gerekse oyun mekanikleri açısından birbirinden ayrışan binlerce farklı masaüstü oyunu var. Tam sayıyı kestirebilmek için başvurabileceğim güvenilir bir kaynak var mı bilmiyorum, fakat şu anda internetteki en kapsamlı masaüstü oyunu veritabanı olan BoardGameGeek.com’da listelenmiş 83,756 farklı oyun olduğunu görebilirsiniz. Somut ve soyut sayısız tema etrafında tasarlanan bu oyunların her biri farklı mekaniklerle işliyor – örneğin az önce bahsettiğim Settlers of Catan, zar atma, rota belirleme ve ticaret gibi mekanizmalar içerirken, başka bir popüler oyun olan Risk, bölge kontrolü ve oyuncu eleme gibi ilave mekanizmalar da içeriyor.
Peki, oyunun ve eğlencenin neredeyse bütünüyle dijital ortama göç ettiği yirmi birinci yüzyılda, insanları hala masaüstü oyunları oynamaya iten nedir? Gerçek hayattan uzaklaşma, düşünme, zihni çalıştırma/dinlendirme ve günlük yaşantıda karşılaşılamayacak durumları teorik olarak deneyimleme gibi ihtiyaçlarla oynanan neredeyse her türlü oyunu artık dijital ortamda da oynayabilmek mümkünken, insanların hala fiziksel olarak bir araya gelip oyun oynamayı tercih etmesinin sebebi ne olabilir? Karşılaştığım 12 Ekim 2015 tarihli bir The Guardian haberi, bana kalırsa bu sorunun cevabını doğru şekilde saptamış: fiziksel dürtülerin üstünlüğü. Yirmi birinci yüzyılda plaklar neden tekrar revaçta ise, masaüstü oyunları da benzer bir sebeple revaçta. İnsanların fiziksel dürtülerle hareket etme ve daha fazla duyu kullanma ihtiyacının baskınlığı nedeniyle, kimi oyuncular için masaüstü oyunları bilgisayar oyunlarına kıyasla daha farklı ve tatmin edici bir deneyim yaşatıyor. Kişiler böylelikle parçası oldukları deneyimle daha kişisel bir bağ kurabiliyorlar ve kişiselleşen her deneyim, onun bir parçası olmayı çok daha zevkli ve arzu edilir bir hale getiriyor.